Uygur Türklerine yapılan zulüm Mardin’de Telin edildi
Doğu Türkistan’da yaşanan adım adım soykırım ile ilgili Mardin’de basın açıklaması düzenlendi.
İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı Mardin Temsilciliği tarafından MAÜ Kampüsünde bulunan Erdem Camisi avlusunda gerçekleştirilen basın açıklamasına DİN-BİR-SEN Genel Başkan Yardımcısı M. Şirin Ersan, Hak-İş İl Başkanı Aziz Adıbelli, bazı akademisyen ve öğrenciler de destek verdi.
Açıklamada Çin hükümetinin 2017 yılından beri sayılarının bin 200’ü geçtiği toplama kamplarında 1 ila 3 milyon kişiyi zorla alıkoyduğunu vurgulanarak, “Çin zulmünün açıkça diğer adı, adım adım soykırımdır. Doğu Türkistanlılar, inanmadıkları Çin Komünist Partisi (ÇKP) ideolojisinin söylevlerini, marş ve şiirlerini ezberlemek zorunda bırakılıyor. Sanki bir dinmiş gibi, Çin komünist partisinin liderine tazime zorlanıyor. Biz burada Uygur’u, Kazak’ı, Kırgız’ı ve Hui’siyle Müslümanları, ırkçı bir yaklaşımla topyekün ortadan kaldırmayı hedefleyen Çin’in soykırım içeren uygulamalarından vazgeçmesi adına bir kanaat oluşturmayı hedefliyoruz.
Doğu Türkistan, bir etnik gruba karşı girişilmiş en yaygın ve sistematik baskı rejimlerinden birine sahne olmaktadır. 2016 yılından bu yana 1 ila 3 milyon Uygur, toplama kamplarıyla hürriyetlerinden yoksun bırakıldı, işçi kölelere dönüştürüldü ve kısırlaştırma programlarının hedefi oldu.
Uygurlar bugün en temel insani hakları ellerinden alınmış bir halk olarak kitlesel bir cezalandırma ile karşı karşıya bulunmaktadır. Çin’in Uygur bölgesinde uyguladığı terörle savaş ve güvenlik merkezli politikaları Uygur toplumunu kültürel kimliklerinden, dini inançlarından sıyrılmış ve terbiye edilmiş makul vatandaşlar haline getirecek kitlesel bir sosyal mühendislik projesi olarak görülmelidir.
Bugün geldiğimiz noktada, Uygur bölgesinde, Uygurca tüm eğitim kurumlarından kaldırılmış, din eğitimi ve öğretimi yasaklanmış, Kur’an-ı Kerim dahil dini kitapları bulundurmak ve okumak, ibadet etmek, sakal bırakmak, başörtü, uzun etek gibi dini kisveler kullanmak yasaklanmıştır. En son yaşanan elim yangın faciası ve Çinli görevlilerin bu faciaya seyirci kalmaları bir kez daha göstermiştir ki, Çin Komünist Partisi ve yönetimi, zalim ve katildir.
Çin, Doğu Türkistan’daki uygulamalarından açıkça anlaşıldığı üzere, Han milletinin üstünlüğüne dayanan ırkçı bir devlettir. Doğu Türkistan’da Uygur, Kazak, Kırgız olmak bugün adeta suç telakki edilmekte ve insanlar peşinen düşman ve terörist olarak yaftalanmaktadır.
Öncelikle Çin’in bu tutumdan derhal vazgeçmesi gerektiğini ilkesel olarak hem uluslararası toplumun hem de kamuoyunun kabul etmesi gerekmektedir.
Doğu Türkistan’da kurulan ve Uygur, Kazak, Kırgız ve diğer azınlık gruplarının evlerinin içine kadar takip edilmesini sağlayan yüksek teknoloji ürünü takip ve gözetleme sistemleri derhal kaldırılmalı; sokak sokak, cadde cadde, ev ev bu uygulamaları yapan 1.400’ü aşkın güvenlik şirketi bölgeden çekilmelidir.
Çin, Dünya Sağlık Örgütü’nü ve bağımsız sağlık kurumlarını derhal kamplara davet etmelidir.
Birleşmiş Milletler, Çin’in insan haklarını ayaklar altına alan toplama kampları vahşetini derhal durduracak sahici adımlar atmalıdır”ifadelerine yer verildi.
Basın açıklamasının ardından dua edilerek, basın açıklaması son buldu.