AK PARTİ MARDİN’DE SİYASET AKADEMİSİ KADIN PROGRAMI TAMAMLANDI

AK Parti Mardin il Kadın Kolları Başkanlığı ev sahipliğinde Siyaset Akademisi Kadın programı tamamlandı.
Yoğun geçen programın ardından bazı değerlendirmelerde bulunan AK Parti Mardin İl Kadın Kolları Başkanı Esengül Aydın Sancar, “Siyaset, Arapça “seyis” at bakıcılığı anlamı taşır. Zamanla devlet işlerini düzenleme, yönetme ve yönlendirme olarak dilimize yerleşmiştir. Elbette sadece devlet yönetme işinde kullanılan bir terim değildir siyaset. Mesleki açıdan işinizde, çevrenizde, ailenizde yöneticilik misyonunu üstlendiğinizde siyaset ” idare etme, yönetme bağlamında karşımıza sıklıkla çıkan bir kavramdır. Bugün burada “Siyaset Akademisi Kadın” başlığı adı altında bir araya gelmemizden de mülhem kadın ve siyasette kadın konusuna biraz değinmek isterim. Kadın ve siyaset esas itibariyle birbirinden uzak kavramlar değil, bilakis uyumlu iki kavramdır. “yuvayı dişi kuş yapar” derken atalarımız, kadının aile çekip çevirme, insan idare etme vasfıyla donatılmış olarak yaratıldığı gerçeğine vurgu yapar bir yönüyle. Erkek evin direğiyse kadın mihveri, yuvanın temeli, emek emek ördüğü sevgi ve fedakarlıktan duvarlarıdır. Ve o duvarları sıcak yuvaya çeviren sağlam kapısı, güneşin, ayın ve güzelliğe dair tüm iç ısıtıcı hüzmenin içeriye sızdığı penceresidir.”
Başkan Sancar, ”AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığı ile AR-GE ve Eğitim Başkanlığı tarafından düzenlenen ve AK Parti Mardin Kadın Kolları Başkanlığı’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen Siyaset Akademisi Kadın programımızı tamamladık. Bu anlamlı programda büyük katkıları olan tüm kadınlarımıza teşekkür ediyorum. Kadın sadece kendi evini değil, yaşadığı toplumu da dönüştürme gücüne sahip önemli bir figürdür. Toplumun yarısını oluşturan, diğer yarısını da doğuranın kadın olduğu gerçeğinden hareketle tüm toplumun kadının ana yüreği aynasından yansıyan bir aksi olduğu benzetmesi çok aşırı kaçan bir söylem mi olur bilemiyorum. Ve gelelim Ak parti, kadın ve siyaset üçgenine. Ülkemizde kadına seçme seçilme hakkı tanındığı günden beri siyasette kadın temsilinin nicelik ve nitelik bakımından en yüzü ak, alnı ak partisiyiz. Ve bu sebeple gururluyuz, mutluyuz.”
“Kadına seçme seçilme hakkından söz edilir her zaman. Edebiyatı, fikriyatı, muhteviyatı ile ilgili ziyadesiyle laflar uçuşur havada, hele de içinde bulunduğumuz aralık ayı geldiğinde 5 Aralık’ın 1934 Kadına seçme ve seçilme hakkının tanındığı gün olması vesilesiyle çokça gündem edilir. Edilir edilmesine de sanki kanunun çıktığı ilk günden beri her kesimden kadınımız bu hakka sahipmiş gibi hiç bir demokratik temsiliyet sorunumuz yokmuşçasına, alabildiğine özgürlükçü ve demokrat bir tutum içindeymişçesine anlatıladurur. Halbuki hakikatin resmi tüm iç acıtıcı hatıralarıyla hafızalarımızda tazedir. Neredeyse ülkemiz kadınlarının yüzde altmışını oluşturan muhafazakâr değerlerine bağlı kadınları siyasi temsil hakkından yoksun bırakan ceberut evlere şenlik bir “maskeli demokrasi balesi” sergilendi on yıllar boyunca gözlerimizin içine baka baka. Ve çok şükür saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın kefenimi giyer hanımlarımızın başından örtüyü çıkarttırmam diyen destansı yürekliliği ve kararlılığı sayesinde bugün her türlü hakkımız kullanalım diye önümüze serilmiş. Çok şükür ki böyle bir liderin riyasetinde ve çok şükür onun partisinde, çatısını merhamet dolu kalbiyle oluşturduğu ak yuvada siyaset yapma imkanına eriştik, bu şerefe nail olduk. Rabbim reisimizden sonsuz kez razı olsun. Siyasetin akademisinde talebe olmanın da ayrı bir hazzı vardır kuşkusuz. Siyasete dair bir şeyler öğrenme ve öğrendiklerimizle hayata başka bir pencereden bakma fırsatı yakalamak kuşkusuz önemlidir. Siyaset demişken, bizler hem siyaseti hem ilmi siyaseti öğrenmeye talip olmalıyız. Evet siyaset sanattır. Sanat demek incelik, metot yöntemdir, söz söyleme, söylerken hassas terazide tartma gibi durumları ihtiva eder. Bizler hem siyaseti aynı zamanda da ilm-i siyaseti öğrenmeye talip olmalıyız. İlm-i siyaset de akıl, mantık, gerçekçilik, meselelere makul yaklaşım, doğruları yerli yerinde ifade etmek, her zaman doğrulardan yana olmak amma ve lakin her doğrunun da her yerde söylenmeyeceği gerçeğini aklının bir köşesinde tutmaktır. Nitekim; “Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı, söz ola ağulu aşı bal ile yağ ede” der. Yunus Emre Sözün ağırlığı siyasetçinin niteliğine, milletin gönlündeki özgül ağırlığına dair emareler ihtiva eder. Bu bağlamda çoğu zaman milletleri ayakta tutan, yıkılmalarını önleyen veyahut geciktiren, dışarıda dosta güven düşmana karşı kalkan görevi gören bir olgudur ilmi siyaset ve ilmi siyaset ferasetine sahip siyaset erbabı, lider kişi. Allah tarz’ı siyasetini ilim üzre inşa edenlerden olmayı ve bu inşayı kemale erdirmiş akl’ı selim siyasetçiler tarafından yönetilmeyi nasip etsin bizlere ilelebet. Akademimizin kadınlarımız için verimli ve hayırlara vesile olmasını dilerim.”